Bakan Bilgin, WEF “Beceri Açığının Azaltılması Hızlandırma Programı” Açılış Toplantısı’na Katıldı
Bakan Bilgin Dünya Ekonomik Forumu (WEF) “Beceri Açığının Azaltılması Hızlandırma Programı” Açılış Toplantısı’na Katıldı
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, “Çalışma ilişkilerinde çevreyi ve insanı kirleten bir üretim biçimi değil; insanı zenginleştiren, mutlu eden bir üretim biçimi ve buna dayalı bir toplumsal üretim sistemine ihtiyacımız var” dedi.
Geleceğin Becerileri – Beceri Açığının Azaltılması Hızlandırma Programı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk ve Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ile kamu, özel sektör, sivil toplum kuruluşlarından katılımcıların bir araya geldiği çevrimiçi etkinlik ile başladı.
Programda konuşan Bakan Bilgin, “Bugün yeni bir dünyada yaşıyoruz. Pandemi döneminde yaşananlar başka bir dünyaya adım atmamızı hızlandırdı. Bu süreç, önümüzdeki dönemi yeniden anlamak, eski kalıplarla düşünmeyi bir tarafa bırakmak zorunluluğunu önümüze koydu. Küresel ölçekte meydana gelen bu salgının teknolojide, üretim biçimlerinde, üretim sürecinde meydana getirdiği değişimleri dikkate aldığımızda yeni bir çalışma kültürüne doğru hızla geçmemiz gerektiğini görüyoruz” ifadesini kullandı.
“Yeni Teknoloji ve Üretim Sistemleri Geleneksel Meslekleri Dönüştürdü”
Yeni teknoloji ve üretim sistemlerinin dünyanın farklı bölgelerinde geleneksel meslekleri dönüştürdüğünü söyleyen Bilgin, “Sadece gelişmiş ülkelerde değil gelişmekte olan ülkelerde hatta sanayi üretimi ile yeni tanışan ülkelerde de bu sorunlar ön plana çıkmaya başlamıştır. Yeni beceri kazanmak, yeni eğitim siyaseti insanın çevresiyle, üretimle teknolojiyle, doğayla yeni bir ilişki kurmasını zorunlu hale getirmiştir. Dünya Ekonomik Forumu’nun 2016 yılında yaptığı bir çalışmaya göre OECD ülkelerinde 2020 yılına kadar tüm sektörler için talep edilen becerilerin yüzde 35’inin değişeceği öngörülmekteydi, bugün bile 2016’daki tahminlerin çok ilerisine geçilmiştir” diye konuştu.
“Gelişmeyi el yordamıyla değil, bilinçli bir şekilde planlayarak yönetmek mecburiyetindeyiz” diyen Bilgin şöyle devam etti:
“Bu değişimi sadece Milli Eğitim Politikaları ile değil Sanayileşme, Ekonomi ve Sosyal Politikaları ile iyi yönetmek mecburiyetindeyiz. Mesele sadece bir ekonomi ya da meslek meselesi değil, bütünüyle beşeri hayatın yeniden şekillendiği bir tarihsel dönem söz konusudur. Sadece eğitim çağında olan gençlerin değil yetişkinlerin de uluslararası alandaki gelişmeleri takip etmesi, yeniden beceriler kazanması gerekmektedir.”
“İnsanı Dışlayan Ekonomi Ciddi Bir İnsanlık Sorunu Olarak Ortaya Çıkabilir”
İnsanı dışlayan ekonominin ciddi bir insanlık sorunu olarak ortaya çıkabileceğine değinen Bilgin, “ İnsanın kendisine ayırdığı zamanı arttıran bir üretim biçimine ne kadar hızlı geçersek insanın kendisini geliştirmesine o kadar fırsat yaratabiliriz. Asla vazgeçmeyeceğimiz şey şu: İnsanın beşeri varlığını gerçekleştirdiği alanlardan birinin üretim süreci olduğu gerçeği. Bu gerçekten uzaklaşırsak insansız, robotlarla kurulu bir ekonomi, robotlarla tasarlanmış bir toplum bizi insan özgürlüğünden uzaklaştırır. Böyle bir toplumsal tasarım; bizim gibi demokrasiyi, özgürlüğü yaşayan onun önemini fark eden ülkeler için kabul edilebilecek bir şey değildir. Onun için insani bir gelişme modeline ihtiyacımız var, yeni teknolojiler bu imkanı bize daha fazla verebilir. Bunu küresel ölçekte sosyal politikalarla bütünleştirerek gelişmekte olan ülkelerin de bu fırsatlardan faydalanmasına imkan sağlamak bizim için insani bir ödevdir” dedi.
“İnsan ve Tabiat Dengesini Yeniden Kuran Bir Dünya Görüşüne İhtiyacımız Var”
Bakan Bilgin, yeni çalışma ilişkileri içerisinde insanların teknolojiyi daha insani amaçlar için kullanabileceğine inandığının altını çizerek, “Geleceğin teknolojilerine uyum sağlayarak, yeni beceriler kazanmış emeğin donanımlı hale gelmesiyle daha dengeli bir toplum yaratabileceğini düşünüyorum. Tabiat-insan ilişkisini yeniden yorumlayarak insani ve beşeri felsefeye dayandırmak durumundayız. Covid süreciyle anladık ki tabiatla ilişkimizde tüketim eksenli yaklaşımlardan uzaklaşmak mecburiyetindeyiz. İnsan ve tabiat dengesini yeniden kuran bir dünya görüşüne ihtiyacımız var. Çalışma ilişkilerinde çevreyi ve insanı kirleten bir üretim biçimi değil; insanı zenginleştiren, mutlu eden bir üretim biçimi ve buna dayalı bir toplumsal üretim sistemine ihtiyacımız var” bilgisini verdi.
“Öğrencilerimiz Çağın Gerektirdiği Alanlarda Becerilerini Geliştirmiş Olacak”
Milli Eğitim Bakanı Selçuk ise, Beceri Açığının Azaltılması Hızlandırma Programı’nın amacının eğitim ve öğretimde yeni beceriler kazandırmak, var olan ilerlemenin hızlandırılması ve kapsamının genişletilmesini sağlamak olduğunu kaydederek, “Beceri Farklarının Kapatılması Hızlandırma Programı, 30 ay sürecek büyük bir iş birliğine dayanıyor. Bu programın en güçlü yanlarından biri mesleki eğitim alan öğrencilerimizin yeniliklere hızlı uyum sağlamasına olanak tanıyan sertifika programlarını içermesi. Bu sertifikalarla öğrencilerimiz sosyal medya, programlama, dijital tasarım gibi çağın gerektirdiği alanlarda becerilerini geliştirmiş olacak” dedi.
“Odak Noktamızda Her Zaman İnsan Olacak”
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank da, “Teknoloji gelişse de iş yapış şekilleri değişse de odak noktamızda her zaman insan olacak. Bu devrimin kazananlarından olmak istiyorsak insani dijitalleşmeye hazırlamak, dijitalleşmeyi ise insana değer katacak şekilde konumlandırmak durumundayız” ifadesini kullandı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile İş Liderleri Grubu himayesinde yürütülen Beceri Açığının Azaltılması Hızlandırma Programının koordinasyonu İstanbul Kalkınma Ajansı tarafından sağlanıyor.
Kaynak:https://www.csgb.gov.tr/haberler/bakan-bilgin-dunya-ekonomik-forumu-wef-beceri-aciginin-azaltilmasi-hizlandirma-programi-acilis-toplantisi-na-katildi/